Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırıyoruz. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz. Veri politikamız ile ilgili aklınıza takılan tüm soruları iletişim formu üzerinden bizlere sorabilirsiniz.
Gündemi yakala, kullanıcıların ve yazarların haberlerini takip et!
Son Dakika
Yemek Tarifleri
Diğer
Gazeteler
Bölgelere Göre
İnteraktif
Bağlantılar
Siyasiler
Bizi Takip Edin
Yayın: 09.05.2024 - 11:47
Güncelleme: 09.05.2024 - 14:00
228 kez okundu
Londra merkezli enerji düşünce kuruluşu Ember’in, 80 ülkenin elektrik üretim verilerini içeren Küresel Elektrik Görünümü Raporu’na göre, dünya elektrik talebi geçen yıl 29,5 teravatsaatle rekor seviyeye ulaştı. Ancak, gelişmiş ülkelerdeki tüketimdeki hafif düşüş nedeniyle küresel elektrik talebi yüzde 2,2 oranında yavaş bir büyüme kaydetti.
Güneş ve rüzgar enerjisi gibi yenilenebilir kaynaklar, elektrik talebini karşılamak için en hızlı büyüyen kaynaklar arasındaydı. Geçen yıl, küresel elektrik üretiminin yüzde 5,5’i güneş enerjisi ve yüzde 7,8’i rüzgar enerjisi ile sağlandı. Güneş enerjisi, yüzde 23,2’lik bir artışla elektrik üretimindeki en büyük artışı gösterdi ve dünya genelinde 19 yıldır en hızlı büyüyen elektrik kaynağı oldu. Rüzgar enerjisi üretimi ise önceki yıla göre yüzde 9,8 arttı.
Hidroelektrik kaynaklarının payı ise yüzde 14,3’e gerileyerek küresel elektrik üretimindeki payını azalttı.
Biyoenerji kaynakları dünya elektrik üretiminin yüzde 2,4’ünü oluştururken, diğer yenilenebilir enerji kaynaklarıyla birlikte yenilenebilir enerjinin toplam payı ilk kez yüzde 30’u geçti. Bu durum, küresel elektrik üretiminde karbondioksit salınımını rekor düşüşle sonuçlandırarak, 2007’deki zirve seviyelerinden yüzde 12 daha düşük bir seviyeye gerilemesini sağladı.
Kömür ve doğal gazın küresel elektrik üretimindeki payı sırasıyla yüzde 35,4 ve yüzde 22,5 oldu. Kömürden elektrik üretimi yüzde 1,4 artarken, gazdan üretim ise yüzde 0,8 arttı. Nükleer enerjiden elektrik üretimi ise yüzde 1,8 artarak toplam üretimde yüzde 9,1 pay aldı.
Rapora göre, temiz elektrik üretiminin artmasıyla birlikte, fosil yakıtlardan elektrik üretiminde 2024’te yüzde 2’lik bir düşüş bekleniyor. Bu da elektrik sektöründe emisyonlarda azalmanın başladığı yeni bir döneme işaret ediyor.
Dünya liderleri, 2030’a kadar küresel yenilenebilir enerji kapasitesini üç katına çıkararak bu kaynakların elektrik üretimindeki payını yüzde 60’a yükseltme hedefinde anlaşmıştı.
Türkiye’de de güneş ve rüzgar enerjisinden elektrik üretiminde benzer bir büyüme yaşandı. Türkiye, elektriğinin yüzde 42’sini yenilenebilir kaynaklardan sağlayarak küresel ortalamayı aştı. Güneş enerjisi yüzde 6, rüzgar enerjisi yüzde 10 ve hidroelektrik ise yüzde 20 paya sahipti. Türkiye’de elektriğin yüzde 58’i fosil yakıtlardan üretildi.
Ember Küresel Program Direktörü Dave Jones, güneş enerjisinin beklenenden daha hızlı bir ivme kazandığını belirterek, elektrik sektöründeki emisyonlardaki düşüşün artık kaçınılmaz olduğunu vurguladı. Ember Türkiye Lideri Ufuk Alparslan ise Türkiye’nin hidroelektrik kaynakları sayesinde avantajlı olduğunu ancak diğer potansiyellerin de kullanılması gerektiğini dile getirdi.
Yorumunuz minimum 10 karakter olmalıdır. (0)
Ziyaretçi olarak yorum yapıyorsun, dilersen Giriş Yap
Henüz bildirimin bulunmuyor.