Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD): benzeri görülmemiş bir süreçten geçiyoruz

Bu rekor seviyedeki göçün büyük bir kısmı, hem insani nedenlerle gerçekleşen göç hem de iş gücü ihtiyacından kaynaklanan göçlerin artışıyla ilişkilendiriliyor. Yeni daimi göçmenlerin yüzde 40’ı aile birleşimine dayalı göçlerden oluşurken, yüzde 21’i iş gücü kaynaklı göçlerden meydana geldi. Bu verilere göre, Kanada ve Ukrayna, en yüksek göçmen sayılarını raporlayan ülkeler arasında yer aldı.

Ancak bu rakamlar Ukrayna’dan gelen mültecileri içermiyor. Ukraynalı mülteciler, Haziran 2023 itibarıyla OECD ülkelerinde 4.7 milyona ulaştı. Bu, Avrupa’da İkinci Dünya Savaşı’ndan beri görülen en büyük yerinden etme krizi olarak kayda geçti. Almanya, Polonya ve ABD, Ukraynalı mültecilerin en fazla bulunduğu ülkeler olarak öne çıkarken, Estonya, Çekya ve Litvanya ise nüfus başına en yüksek Ukraynalı mültecilere ev sahipliği yaptı.

OECD ülkelerinde göçmen istihdamı da 2021-2022 döneminde Polonya hariç iyileşti ve rekor seviyelere ulaştı. İşgücü kısıtlamalarının birçok OECD ülkesinde iş gücü göçmenlerinin ve yerleşik göçmenlerin istihdamında artışa neden olduğu belirtildi. Göçmenlerle yerli doğumlu bireyler arasındaki istihdam farkı daraldı.

Göçmen istihdamının en yüksek olduğu ülkeler arasında Yeni Zelanda, yüzde 82.7 ile öne çıkarken, Avustralya, Birleşik Krallık ve ABD gibi ülkeler de yüksek göçmen istihdam oranlarına sahipti. AB’de ise göçmen istihdamı yüzde 66.8 olarak hesaplandı.

Ayrıca, OECD ülkelerinde vatandaşlık alan göçmenlerin sayısı da 2022’de 2.8 milyona çıktı.