Devleti yönetmeleri için bir ümit ile sandığa gideceksin, iradeni bir umut daha diyerek halkın vekiline vereceksin, onlarda makam mevki için; küstüm oynamam deyip, birbirlerine girsinler.
Bunlar da yetmez tabi!
Sonra kavgalar, pazarlıklar, küsmeler, tehditler ardı arkası kesilmeden devam edecek. Bitmez!
Ve bu yaşananların tek mağduru, kavgaya sebep olanlara oyunu veren HALK!
Bu nasıl iştir, bu nasıl bir devlet yönetme zihniyetidir, bu nasıl memleket meselesidir lütfen biri bana anlatsın.
Yani, halkın gözüne soka soka bunları yaşatanlar çok çok Türkiye sevdalısı da, muhalefet yapıp statükoya başkaldıranlar düşman mı?
Makam için girmedikleri kılık kalmayan milletvekillerimiz haklı da, biz miyiz suçlu?
Dün meclise giren de, hiçbir niteliği olmayan da, gerçekten işin uzmanı olan da, şans eseri vekil olan da, Bakanlık istiyor arkadaş.
Neden? Çünkü bireysel menfaat var. Halk kimsenin umurunda değil!
Tüm bu yaşananlar ve kavgalar devam ederken, ekonomik daralma ilerliyor. Ve bu seçilenlerden halen daha ümidi olanlar var.
Her defasında bu son dediğimizde, bir başka kaos yaratılıyor. Bu da olmaz dediğimiz ne varsa oldu.
Dönüşümlü Başbakanlık ve Bakanlık filmini izlerken dahi ses çıkarmayanlar var.
Gözümüze soka soka, resmen kendi çıkarları için memleketi ateşe atıyorlar. Ve bizim de buna normal gözle bakmamızı bekliyorlar.
Sevin be arkadaş! Bu memleketi sevin artık. Kendi yağımızda kavrulurken yaratılan mutluluk ve huzur başka hiçbir yerde yoktur.
Devleti yönetirken; ülke kaynaklarını eşit ve adil yönetin! Halkın sizden beklediği budur.
Bu memleketin tüm sıkıntısını çeken halktır. Makam koltuğunda oturanlar değildir.
Bu memleketin halkı, yaşattığınız saçmalıkları hak etmiyor.
Güneşin Doğduğu Yerden, Herkese Selam Olsun.