Moskova “savaşı durduracak”, Kiev ise “yardım sağlayacak” adayı Beyaz Saray’da istiyor

Moskova, bu süreçte savaşın durdurulmasına yönelik adımlar atan bir adayı desteklemeyi umarken, Kiev, Beyaz Saray’da mali ve askeri yardımın sürdürüleceği bir liderin varlığını istiyor.

Rusya-Ukrayna çatışması, ABD seçimlerinde Cumhuriyetçi aday Donald Trump ve Demokrat aday Kamala Harris tarafından politik bir malzeme haline gelirken, bu durum Moskova ve Kiev yönetimlerinin bir tercih yapmasına neden oluyor. Mevcut Başkan Joe Biden’ın yönetimi altında, soğuk savaş döneminden bu yana ABD-Rusya ilişkileri en kötü seviyeye ulaşmış durumda. Bu nedenle, Moskova’nın aynı siyasi çevreden gelen Kamala Harris’i başkan olarak istemeyeceği düşünülüyor.

Geçtiğimiz hafta düzenlenen 16. BRICS Liderler Zirvesi sonrasında Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, ABD seçimleriyle ilgili ipuçları verdi. Trump’ın, Ukrayna’da savaşı sona erdirme ve tarafları müzakere masasına çekme niyetini olumlu bulduğunu belirten Putin, ABD ile başkanlık seçimlerinden sonra iş birliğine açık olduklarını ifade etti. Putin, isim vermeden Trump’ı tercih olarak gösterdi.

Bu yönde benzer açıklamalar Rusya Dışişleri Bakanlığı’ndan da geldi. Bakanlık Sözcüsü Mariya Zaharova, Ukrayna krizinin çözümü için ABD seçimlerinde adaylardan hangisinin Moskova’ya daha yakın olduğuna yönelik bir soruya, barışçıl çözüm önerilerini sunan herkese teşekkür ettiklerini vurgulayarak yanıt verdi. Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ise ABD’nin Rusya’ya yönelik politikasını değiştirmesi durumunda bunu değerlendireceklerini belirtti.

Ukrayna’nın Tercihi Harris Üzerinde

Üç yıldır Rusya ile savaş halinde olan Ukrayna, ABD seçimlerinde kendisine mali ve askeri destek sağlayan Demokratların adayı Kamala Harris’in zafer kazanmasını umuyor. Kiev yönetimi, hazırladığı “Zafer Planı”nı öncelikle ABD Başkanı Biden’a sunarak, bu durumun ABD’den bekledikleri yardımı gösterdiği mesajını veriyor. Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy, askeri yardımların önemli bir şart olarak öne sürüldüğü planın uygulanması için ABD’nin desteğine ihtiyaç duyulduğunu ifade etti.

Zelenskiy, “ABD halkının seçeceği her başkanla iş birliği yapacağız. Amerika’nın Ukrayna’ya destekleme politikasının değişmeyeceğini umuyoruz.” şeklindeki açıklamalarıyla Harris’i tercih ettiğini ima etti. Harris’in, “Donald Trump başkan olsaydı, Vladimir Putin Kiev’de oturuyordu olacak.” ifadeleri de Kiev’in seçim sonrası beklentilerini ortaya koyuyor.

Trump ile Görüş Ayrılıkları

Donald Trump’ın yeniden seçilmesi durumunda Ukrayna’daki savaşı hemen sonlandıracağına dair açıklamaları, Kiev’de endişelere yol açtı. Trump’ın savaşın sona ermesi için ne tür bir şart öne süreceğine dair herhangi bir bilgi vermemesi, Ukrayna’nın Rusya tarafından ilhak edilen topraklarını geri alamayacağına yönelik kaygıları artırdı.

Zelenskiy, her iki adayla da çalışmaya devam edeceklerini belirtse de Trump ile olan gerilim, geçen ay kamuoyuna yansıdı. Zelenskiy, Trump’ı ve başkan yardımcısı adayı James David Vance’i eleştirerek, Vance’in savaş sonlandırma planlarının Ukrayna’nın topraklarından vazgeçmek anlamına geldiğini savundu. Trump, Zelenskiy’nin Demokratların bu seçimi kazanmasını istediğini ileri sürerek, Ukrayna’ya yapılan yardımların hibe değil, kredi olarak verilmesi gerektiğini ifade etti.

Bu gelişmeler, ABD’deki başkanlık seçimlerinin yalnızca iç politikada değil, uluslararası ilişkilerde de önemli sonuçlar doğurabileceğini gösteriyor. Hem Moskova hem de Kiev, seçimlerin ardından oluşacak yeni siyasi dengeleri dikkate alarak stratejilerini belirliyor.