Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırıyoruz. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz. Veri politikamız ile ilgili aklınıza takılan tüm soruları iletişim formu üzerinden bizlere sorabilirsiniz.
Gündemi yakala, kullanıcıların ve yazarların haberlerini takip et!
Son Dakika
Yemek Tarifleri
Diğer
Gazeteler
Bölgelere Göre
İnteraktif
Bağlantılar
Siyasiler
Bizi Takip Edin
Yayın: 01.08.2024 - 13:14
Güncelleme: 01.08.2024 - 13:05
139 kez okundu
Bu değerlendirmeler, SHURA’nın “Türkiye için Batarya Enerji Depolama Seçenekleri” başlıklı raporunda detaylandırıldı.
Rapor, batarya enerji depolama sistemlerinin, özellikle güneş enerjisi santrallerinden üretilen fazla enerjinin depolanarak yenilenebilir enerji kesintilerinin önlenmesindeki rolünü vurguluyor. Şirketin hesaplamalarına göre, 2035 yılında toplamda 7,2 gigavatlık bir batarya kapasitesinin, yenilenebilir enerji kesintilerini büyük ölçüde ortadan kaldıracağı ve toplam 6,9 teravatsaat enerji kesintisinin önlenmesine katkıda bulunacağı öngörülüyor.
Bu gelişme, doğal gaz tüketiminde yaklaşık 11,7 teravatsaatlik bir azalma sağlayarak 369 milyon dolarlık ithalatın engellenmesine ve karbon emisyonlarının 2,3 milyon ton azaltılmasına imkan tanıyacak.
SHURA’nın öngörülerine göre, Türkiye’nin 2053 yılına kadar 30 gigavat batarya enerji depolama kapasitesine, 3,2 gigavat pompaj depolamalı hidroelektrik santrali kapasitesine ve 70 gigavat elektrolizör kapasitesine ihtiyaç duyacağı belirtiliyor. Ayrıca, Haziran 2024 itibarıyla yenilenebilir enerji santrali kurma hakkı tanıyan mevzuat değişikliği ile birlikte, ön lisanslı batarya depolama kapasitesi başvurularının 32 gigavata ulaştığı ifade ediliyor. Bu mevzuat değişikliği, Türkiye’nin depolama kapasitesini yenilenebilir enerji santralleriyle entegre bir şekilde artıracak.
SHURA Enerji Dönüşümü Merkezi Direktörü Alkım Bağ Güllü, batarya enerji depolama sistemlerinin enerji dönüşümündeki rolüne dikkat çekerek şu yorumda bulundu: “Batarya enerji depolama sistemleri, elektrik şebekesine esneklik kazandırarak değişken rüzgar ve güneş enerjisi santrallerinin entegrasyonunu hızlandırıyor. Elektrik sisteminde doğru konumlandırıldığında şebeke kayıplarını azaltıyor ve net sıfır hedefi doğrultusunda karbon emisyonlarını azaltma konusunda önemli bir işlev görüyor. Bu bağlamda, Türkiye’nin enerji dönüşümünde batarya depolama sistemlerine yapılacak yatırımların önemi gün geçtikçe artmaktadır.”
Yorumunuz minimum 10 karakter olmalıdır. (0)
Ziyaretçi olarak yorum yapıyorsun, dilersen Giriş Yap
Henüz bildirimin bulunmuyor.