Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırıyoruz. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz. Veri politikamız ile ilgili aklınıza takılan tüm soruları iletişim formu üzerinden bizlere sorabilirsiniz.
Gündemi yakala, kullanıcıların ve yazarların haberlerini takip et!
Ekonomi
Portallar
Siyaset
Eğitim
Bizi Takip Edin
Yayın: 19.08.2024 - 18:04
Güncelleme: 19.08.2024 - 18:04
1340 kez okundu
Ataoğlu, GKRY’nin TUI tur operatörü ile yaptığı anlaşmanın Avrupa Birliği’nin (AB) serbest dolaşım ilkelerine aykırı olduğunu belirtti.
Ataoğlu, GKRY’nin TUI ile imzaladığı yeni anlaşmanın Avrupa’dan Güney Kıbrıs’a gelen turistlerin Kuzey Kıbrıs’a geçişini kısıtladığını vurguladı. Bu uygulamanın hem ekonomik hem de sosyal açıdan ciddi olumsuz etkileri olacağını belirten Ataoğlu, turistlerin seyahat özgürlüğü ve serbest dolaşım haklarının engellenmesinin açıklanabilir bir durumu temsil etmediğini ifade etti.
Ataoğlu, Avrupa Birliği’nin bu duruma sessiz kalmasının AB’nin temel ilkeleriyle çeliştiğini ve böylece GKRY’nin adadaki tek yanlı tutumunu destekleyen bir yaklaşım sergilediğini belirtti. Bu tür uygulamaların Kıbrıs Türkleri üzerindeki izolasyonları artıracağını ve adadaki çözüm arayışlarını sekteye uğratacağını vurguladı.
Ataoğlu, turistlerin adanın tamamını görme hakkından mahrum bırakılmasının AB yasaları, turizmin doğası ve insani değerlerle açıklanamayacağını söyledi. Bu tür engellemelerin adadaki iki halk arasında daha fazla ayrışmaya neden olduğunu ve turizm sektörünün kültürel anlayışı artırma ve barış sürecine katkıda bulunma potansiyelini engellediğini ifade etti.
Fikri Ataoğlu, TUI’nin GKRY ile varılan anlaşma gereği Kuzey Kıbrıs’a düzenlenen tüm turların 31 Ağustos 2024’e kadar durdurulmasını siyasi bir karar olarak nitelendirdi. Ataoğlu, bu kararın yerel rehberler ve hem Güney hem de Kuzey Kıbrıs’taki turizm sektörünü zor durumda bırakacağını belirtti. Turizmin siyasete kurban edilemeyeceğini ve bu tür uygulamalardan derhal vazgeçilmesi gerektiğini vurguladı.
Ataoğlu, TUI’nin Kuzey Kıbrıs’a düzenlenen turlarını durdurma kararının yerel çalışanlar ve turizm sektörü çalışanları için belirsizlik yarattığını söyledi. Avrupa Birliği ve Birleşmiş Milletler’in bu tür uygulamalara karşı kayıtsız kalmasının, bu iki uluslararası birliğin tarafsızlık ve güvenilirliğini sorgulanır hale getirdiğini ifade etti. BM ve AB’nin, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin iki halk arasındaki ayrımı derinleştiren tutumlarına karşı daha aktif bir yaklaşım sergilemeleri gerektiğini belirtti.
Ataoğlu, Kıbrıs Türk halkının insan hakları ve özgürlüklerine sahip olduğunu unutmadan, yanlı tutum ve uygulamalardan bir an önce vazgeçilmesi gerektiğini söyledi. Bu tür girişimlerin durdurulması gerektiğini ve adadaki barış ve çözüm süreçlerine katkıda bulunulması gerektiğini ifade etti.
Yorumunuz minimum 10 karakter olmalıdır. (0)
Ziyaretçi olarak yorum yapıyorsun, dilersen Giriş Yap
Henüz bildirimin bulunmuyor.