Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırıyoruz. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz. Veri politikamız ile ilgili aklınıza takılan tüm soruları iletişim formu üzerinden bizlere sorabilirsiniz.
Gündemi yakala, kullanıcıların ve yazarların haberlerini takip et!
Son Dakika
Yemek Tarifleri
Diğer
Gazeteler
Bölgelere Göre
İnteraktif
Bağlantılar
Siyasiler
Bizi Takip Edin
Yayın: 01.01.2025 - 09:23
Güncelleme: 01.01.2025 - 04:40
3020 kez okundu
Türk, savaş sırasında hastanelerin korunmasının uluslararası insancıl hukuk gereği en temel kurallardan biri olduğunu ve bu kurala tüm taraflarca her zaman saygı gösterilmesi gerektiğini vurguladı.
BM İnsan Hakları Ofisi tarafından yayımlanan bir raporda, İsrail’in 12 Ekim 2023 ile 30 Haziran 2024 tarihleri arasında Gazze’de sağlık hizmetlerine yönelik gerçekleştirdiği saldırılar ayrıntılı şekilde ele alındı. Raporda, bu saldırıların Gazze’deki sağlık sistemini çöküşün eşiğine getirdiği ve Filistinlilerin tıbbi bakıma erişimini felakete sürüklediği belirtildi.
Hastaneler ve Sağlık Personeli Hedefte
Raporda, İsrail’in söz konusu dönemde Gazze’de 27 hastane ve 12 tıbbi tesise toplamda 136 saldırı düzenlediği aktarıldı. Bu saldırılar sonucunda çok sayıda doktor, hemşire ve sağlık personeli yaşamını yitirirken, sivil altyapı büyük ölçüde hasar gördü. Raporda şu ifadeler yer aldı:
“Hastaneler ve sağlık tesisleri, uluslararası insancıl hukuk kapsamında özel koruma altındadır. Ancak bu süreçte sağlık sistemine yönelik kasıtlı tahribat ve saldırılar, belirli koşullarda savaş suçu sayılabilir ve toplu cezalandırma olarak değerlendirilebilir.”
Kemal Advan Hastanesi’ne yönelik saldırılar, bu durumun çarpıcı bir örneği olarak öne çıktı. Raporda, hastane personeli ve hastaların saldırılar nedeniyle kaçmaya zorlandığı, kötü muameleye maruz kaldığı ve gözaltına alındığı ifade edildi. Hastane müdürünün ise gözaltına alınarak akıbetinin bilinmediği vurgulandı.
İsrail’in İddiaları ve BM’nin Tepkisi
İsrail, hastanelerin Filistinli silahlı gruplar tarafından askeri amaçlarla kullanıldığını iddia ederken, BM bu iddiaların doğruluğunu kanıtlayacak yeterli bilgi sunulmadığını belirtti. Ayrıca, saldırıların büyük bir kısmının sivil halkı hedef alan sistematik bir saldırının parçası olduğuna dikkat çekilerek, bu durumun insanlığa karşı suç teşkil edebileceği kaydedildi.
Hamile Kadınlar ve Sağlık Krizi
Raporda, saldırılar nedeniyle hamile kadınların büyük acılar çektiği, çoğunun doğum öncesi ve sonrası bakım alamadığı veya yetersiz tıbbi destekle doğum yapmak zorunda kaldığı ifade edildi. Bu durumun, Gazze’deki sağlık sisteminin ne denli vahim bir durumda olduğunu gösterdiği vurgulandı.
Volker Türk: “Hastaneler Ölüm Tuzağına Dönüşüyor”
BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Volker Türk, Gazze’deki hastanelerin Filistinliler için güvenli bir sığınak olması gerekirken “ölüm tuzağına” dönüştüğünü söyledi. Türk, bu saldırıların bağımsız, kapsamlı ve şeffaf bir şekilde soruşturulmasının hesap verebilirlik açısından hayati önem taşıdığını belirtti.
Türk, “İsrail’in işgalci güç olarak Filistin halkının yeterli sağlık hizmetlerine erişimini sağlama sorumluluğunu hatırlatıyoruz. Keyfi şekilde gözaltına alınan tüm sağlık çalışanlarının derhal serbest bırakılması için çağrıda bulunuyoruz.” dedi.
Hesap Verebilirlik Çağrısı
Raporda, Gazze’deki sağlık sistemine yönelik saldırıların yalnızca uluslararası hukukun ihlali olmadığı, aynı zamanda insan haklarına yönelik ciddi bir tehdit oluşturduğu ifade edildi. BM, bu saldırıların uluslararası hukuk çerçevesinde hesap sorulabilirlik ilkesi doğrultusunda soruşturulmasını talep ediyor.
Yorumunuz minimum 10 karakter olmalıdır. (0)
Ziyaretçi olarak yorum yapıyorsun, dilersen Giriş Yap
Henüz bildirimin bulunmuyor.