Cumhuriyet Meclisi Ekonomi, Maliye, Bütçe ve Plan Komitesi’nde Dışişleri Bakanlığı bütçesi ele alındı

Bütçe üzerindeki görüşmelere ilk olarak Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Milletvekili Fikri Toros söz alarak başladı. Toros, Kıbrıs sorununun ekonomik ve sosyal diğer sorunların temelinde yattığını vurguladı ve çözüm sürecindeki yeni siyasetleri eleştirdi. BM kararları geçerli olduğu sürece bu siyasetin başarılı olamayacağını ifade eden Toros, “Bu çözüm değil, çözümsüzlük siyasetidir” diyerek, çözümsüzlüğün Kıbrıslı Türklerin tüm hak ve menfaatlerinden mahrum kalmasına, Kıbrıs’ın yalnızca Kıbrıslı Rumlar tarafından temsil edilmesine, ve izolasyon nedeniyle Kıbrıslı Türklerin siyasi ve ekonomik anlamda yoksullaşmasına yol açtığını belirtti. Toros, Kıbrıs sorununun çözülmemesinde Kıbrıs Rum tarafının önemli bir rol oynadığını da vurguladı.

Toros, çözüm sürecinin bir takvime bağlanması gerektiğini belirterek, tarafların uzlaşmaz tutumlarından uzaklaşmalarını ve esneklik göstererek eş zamanlı siyasi irade koymalarını gerektiğini ifade etti. Yaşanan son gelişmelerin umut verici olduğunu kaydeden Toros, enerji kaynakları ve garantör ülkelerin çıkarları gibi unsurların diplomatik dengeyi zorlaştırdığını söyledi.

Derya’nın Küresel Güvenlik ve İç Politika Eleştirisi

Daha sonra söz alan CTP Milletvekili Doğuş Derya, küreselleşme süreciyle birlikte orduların küçüldüğünü ve askeri güvenlik şirketlerinin büyüdüğünü dile getirdi. Bu şirketlerin finans dünyasına yatırım yapan büyük enerji şirketleri tarafından finanse edildiğini belirten Derya, bu şirketlerin dünyayı şekillendiren bir noktaya geldiğini vurguladı. Üçüncü dünya savaşı tartışmalarına da değinen Derya, aslında dünya genelinde birçok bölgede savaşların sürdüğünü ifade etti.

Derya, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ı ve yaptığı ziyaretleri eleştirerek, Kıbrıs Rum liderliğinin yaptıklarının görmezden gelinmesinin Kıbrıslı Türklerin haklı pozisyonunun ortadan kaldırılmasına neden olduğunu savundu. Ayrıca, Dışişleri Bakanlığı’nın politikalarının Osmanlı’nın çöküşü sırasında şekillenen Pantürkist bir bakış açısıyla belirlendiğini, bunun ise günümüz Türk Cumhuriyetleri ile bağdaşmadığını ifade etti.

Ertuğruloğlu: Kıbrıs Sorunu ve KKTC Gerçeği

Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu, Kıbrıs sorunu üzerine yapılan tartışmalara karşılık olarak dünyanın değiştiğini ve Dışişleri Bakanlığı’nın görevlerini yerine getirmekte olduğunu, ancak bütçe payının oldukça düşük olduğunu belirtti. Bakanlıklarının görevlerinin ülke temsili olduğunu, içişleri veya eğitim bakanlığı olmadığını vurgulayan Ertuğruloğlu, Kıbrıs Türk halkının devlet sahibi bir halk olduğunu ve BM kararlarının uygulanmasıyla çözüm sürecinin önündeki engellerin aşılabileceğini savundu.

Haber Galerisi

Bakan, Kıbrıs Rum tarafının “Kıbrıs Cumhuriyeti” olarak kabul edilmesinin, çözüm için ön koşul olmasının anlaşılabilir olmadığını belirtti. Ayrıca, BM Güvenlik Konseyi’nin ve AB’nin Kıbrıs Türk halkının haklarını görmezden gelerek, sorunları daha da karmaşık hale getirdiğini ifade etti. Ertuğruloğlu, Kıbrıs Türklerinin 1960 Cumhuriyeti’ne sarıldığını ve Kıbrıslı Rumların bu yapıyı istemediğini söyledi.

Ertuğruloğlu, Türkiye’nin garantörlük hakkını savunduğunu, Rumların Kıbrıs sorunu 1974’te başlamış gibi görmeye devam ettiği sürece çözümün mümkün olmayacağını belirtti. Türkiye-Yunanistan ilişkilerindeki gerginliklere de değinen Bakan, garantörlük hakkını savunmanın sadece Türkiye için değil, tüm Kıbrıs Türk halkı için geçerli olduğunu ifade etti.

Ertuğruloğlu, Kıbrıs sorununun sadece Kıbrıs Türkleri için değil, bölgesel ve küresel bir mesele olduğunu ve bu meselenin uluslararası camianın ilgisizliği nedeniyle daha da karmaşık hale geldiğini kaydetti.