Güney Kıbrıs’ta Tatar, Guterres ve Hristodulidis’in toplantısı üzerine tartışmalar yaşanıyor

AKEL Genel Sekreteri Stefanos Stefanu, SigmaTV’ye yaptığı açıklamada, Guterres’in yemeği “gayriresmi görüşme” olarak adlandırmasının ve devamını talep etmesinin beklenebilir olduğunu ifade etti. Gelişmelerin olumsuz olsa da, Guterres’in “buydu… gidiyoruz” diyerek davet etmeyeceğini belirtti.

Stefanu, kamuoyuna yapılan açıklamalara göre, Cumhurbaşkanı Tatar ve Hristodulidis’in garantör güçler konusundaki ifadelerinin farklılık gösterdiğini dile getirdi. Tatar’ın Türkiye ve Yunanistan’dan, Hristodulidis’in ise Türkiye, Yunanistan ve Birleşik Krallık’tan söz ettiğini belirtti. “Kıbrıs Türk tarafının kabul edilemez tezler üzerinde durmasına rağmen, zorlu şartlarda yola devam edeceğiz” diye ekledi.

AKEL olarak somut bir yaklaşım benimsediklerini, bunu Rum Yönetimi Başkanı ve Ulusal Konsey ile paylaştıklarını kaydeden Stefanu, önceki yıllarda varılan tüm yaklaşımların geçerliliğini koruyacağı ve Guterres Çerçevesi çerçevesinde müzakere edileceğini vurguladı.

DİSİ Başkan Vekili Efthimios Diplaros ise Cumhurbaşkanı Tatar’ın “hiçbir değişim işareti vermeksizin, yine uzlaşmaz bir tavır sergilediği” görüşünü dile getirdi. “Tatar, New York’a gitmemek için elinden geleni yapardı. Ancak Yunanistan Başbakanı Kiriakos Miçotakis’in Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile kurduğu iyi ilişkilerin Tatar’ı bu görüşmeye katılmaya ikna ettiğini düşünüyorum” ifadelerini kullandı. Diplaros, bu olumlu işaretin gerçekleşmesinde bir katalizör görevi gördüğünü belirterek, çıkmaz ilan edilmediğinin altını çizdi.

Diplaros, kasım-ocak döneminde gayriresmi bir beşli görüşme değerlendirmelerinin olacağını, Türk askerlerinin çekilmesi için daha fazla garanti konusunun gündeme geleceğini ifade etti.

EDEK Başkanı Marios Sizopulos, “Diyalogos” isimli internet gazetesine yaptığı açıklamada, New York’taki gayriresmi yemek konusunda “temkinli iyimser” olduğunu aktardı. Rum tarafının Kıbrıs sorununa tek taraflı Güven Yaratıcı Önlemler yaklaşımından vazgeçmesi gerektiğini vurgulayan Sizopulos, “Piroi (Gaziler) veya Kokkina (Erenköy) barikatlarını açmak Türk tarafına aittir; Ersin Tatar’ın arzu ettiği Mia Milia (Haspolat) barikatının açılması, görüşme olsun diye değil” şeklinde konuştu.

Kıbrıs sorununda somut bir taktik geliştirilmesi gerektiğini belirten Sizopulos, BM Güvenlik Konseyi Genel Kurulu kararında belirtildiği gibi Kıbrıs sorununun dış yönlerinin de ele alınması gerektiğini ifade etti.

DİSİ eski Başkanı ve Milletvekili Averof Neofitu, kişisel sosyal medya hesabından yaptığı değerlendirmede, iki liderin genişletilmiş kompozisyonda yeni bir gayriresmi görüşme yapması durumunu “nispeten iyi bir sonuç” olarak nitelendirdi. Neofitu, “genişletilmiş kompozisyonun ne anlama geldiğine dair farklı yorumlara takılmamalıyız” uyarısında bulundu.