Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırıyoruz. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz. Veri politikamız ile ilgili aklınıza takılan tüm soruları iletişim formu üzerinden bizlere sorabilirsiniz.
Gündemi yakala, kullanıcıların ve yazarların haberlerini takip et!
Ekonomi
Portallar
Siyaset
Eğitim
Bizi Takip Edin
Yayın: 25.08.2024 - 11:36
Güncelleme: 25.08.2024 - 13:18
3308 kez okundu
2004 yılında tesadüfen keşfedilen bölgedeki kazılar, Doğu Akdeniz Üniversitesi (DAÜ) Doğu Akdeniz Kültür Mirasını Araştırma Merkezi’nin projesi olarak yürütülüyor. Bu çalışmalar, TC Lefkoşa Büyükelçiliği Kalkınma ve Ekonomik İşbirliği (KEİ) Ofisi’nin finansman desteğiyle ve Eski Eserler ve Müzeler Dairesi’nin denetiminde gerçekleşiyor.
Kral Tepesi, Kaleburnu köyünün tarihini Neolitik Dönem’e kadar götürüyor ve Geç Tunç Çağı’na kadar uzanan önemli arkeolojik bulgular sunuyor. Kıbrıs’ın Akdeniz’de önemli bir aktör olarak ortaya çıkışı, özellikle bakır ticaretiyle ilişkilendiriliyor ve bu döneme denk geliyor. 2014 yılında bölgede açığa çıkarılan büyük bir tunç istifi, Kral Tepesi’nin Doğu Akdeniz coğrafyası ile olan ticari ilişkilerini ortaya koyan önemli bulgulardan biri.
Kazı ekibi, 25 kişiden oluşuyor ve arkeolojik kalıntıların yanı sıra, bölgedeki insanların yaşam tarzları, kullandıkları eşyalar, yedikleri ve içtikleri gibi günlük yaşam unsurlarını da araştırıyor. DAÜ Doğu Akdeniz Kültür Mirasını Araştırma Merkezi Başkanı Doç. Dr. Bülent Kızılduman, arkeolojiyi “idealist insanların mesleği” olarak tanımlıyor ve ekiplerinin bu idealizmle çalıştığını vurguluyor.
Bölgedeki kazı çalışmaları, 2004 yılında DAÜ’den iki akademisyenin tesadüfi keşfiyle başladı. 2005 yılında başlayan kazıların ilk etabı Avrupa’dan sağlanan finansmanla gerçekleşti, ancak Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin baskıları sonucu Avrupa’dan gelen destek kesildi. Bu zorluklara rağmen, yerel finansman kaynakları ve KEİ Ofisi’nin desteğiyle kazılar devam ediyor.
Pandemi sürecinden sonra ilk kez bu yıl yapılan kazılar, 15 Temmuz’da başladı ve 30 Ağustos’ta sona erecek. Kazı sürecinde bulunan eserler, Eski Eserler ve Müzeler Dairesi’ne teslim edilecek ve restorasyon, konservasyon gibi işlemler için gerekli izinler alındıktan sonra çalışmalar devam edecek.
Doç. Dr. Bülent Kızılduman, Kral Tepesi’ndeki kazı çalışmalarının sadece arkeolojik buluntuların çıkarılmasından ibaret olmadığını, aynı zamanda bu bulguların korunarak gelecek nesillere aktarılmasının hedeflendiğini belirtti. Ayrıca, Kral Tepesi’nde yapılan kazıların uzun yıllar süreceğini ve bölgedeki çalışmaların daha da derinleştirileceğini söyledi.
Kazılardan elde edilen bulguların, Kaleburnu’nun geçmişte bir merkez ve bir tür krallık gibi bölgeye egemen olduğunu gösterdiği belirtiliyor. Kral Tepesi’nde bulunan 112 tunç eserin, Doğu Akdeniz coğrafyasındaki ticaretle bağlantılı olduğunu ve Anadolu-Kıbrıs ilişkilerini kanıtlayan önemli buluntular arasında yer aldığı vurgulanıyor.
Bölgeden çıkarılan eserlerin lokal bir müzede sergilenmesi planlanıyor. Bu müzenin çağdaş ve bilimsel bir yapıya sahip olacağı, geniş kapsamlı bir eğitim ve sergileme programına ev sahipliği yapacağı ifade ediliyor.
Arkeolojik çalışmaların sorumluluğunun yüksek olduğunu belirten Kızılduman, Kral Tepesi’nde ve diğer alanlarda arkeolojik çalışmaların uzun yıllar boyunca devam edeceğini, bu sürecin gelecek nesiller tarafından da sürdürüleceğini söyledi. Ayrıca, arkeologların idealist ve hayata tutkuyla bağlı kişiler olması gerektiğini vurgulayan Kızılduman, Kral Tepesi’nde çalışan ekibin bu idealizme sahip insanlardan oluştuğunu belirtti.
Yorumunuz minimum 10 karakter olmalıdır. (0)
Ziyaretçi olarak yorum yapıyorsun, dilersen Giriş Yap
Henüz bildirimin bulunmuyor.