Mısır’da antik mezar açtırmak için 8 yaşındaki çocuğun ellerini keserek öldürdüler

Muhammed’in cansız bedeni, ellerinin kesilmiş halde bulundu ve bu durum toplumda büyük bir öfkeye neden oldu. Polis, olayla ilgili olarak Muhammed’in akrabası olan üç erkek kardeşi gözaltına aldı.

Savcılığın açıklamasına göre, şüphelilerden ikisi, antik Mısır hazinelerine ulaşmak için yasa dışı bir kazı yapan bir maden arayıcısına çocuğun ellerini satmak amacıyla bu korkunç cinayeti işlediklerini itiraf ettiler.

Muhammed’in babası Abu El Vafa, oğlunun ölümüyle ilgili büyük bir şok yaşadığını ve her gün işten dönerken oğlunun onu beklediğini dile getirdi. Muhammed’in köyde herkes tarafından sevilen bir çocuk olduğunu ve böyle bir şeyin başına gelebileceğini hiç düşünmediğini söyledi. El Vafa, olayın ardından akrabalarının Muhammed’i öldürdüğünü öğrenince derinden etkilendiğini belirtti.

Bu olay, Mısır’da sosyal medyada da büyük yankı uyandırdı ve adaletin sağlanması için suçluların ağır cezalar alması talepleri arttı. Bazı vatandaşlar, ebeveynlere çocuklarının kimlerle vakit geçirdiğini takip etmeleri konusunda uyarılarda bulundular.

Mısır’da benzer suçlar daha önce de yaşanmıştı. Örneğin, Yukarı Mısır’daki bir köyde genç bir adamın öldürülüp uzuvlarının kesildiği haberleri de kamuoyunda geniş yer bulmuştu.

Ülkede antik hazineleri bulmak isteyenler tarafından insan hayatlarının feda edilmesi, endişe verici bir suç paterni olarak öne çıkıyor. Bazı kişiler, antik mezarların ruhları ya da cinleri çağırmak için insan kanının gerekli olduğunu iddia eden sahte şeyhlerin etkisi altında kalıyorlar. Ancak bu iddialar, bilim insanları tarafından kesinlikle reddediliyor ve arkeolojik kazıların herhangi bir kan dökülmeden gerçekleştirilmesi gerektiği vurgulanıyor.

Mısır’da, antik eserlerin yasa dışı olarak çıkarılması veya zarar görmesi durumunda ciddi cezalar öngörülüyor. Anayasa ve Ceza Kanunu, antik eserlerin korunmasına yönelik devletin sorumluluklarını ve cezaları detaylandırıyor. Ancak bazı hukukçular, bu tür suçların cezalarının artırılması gerektiği konusunda ısrar ediyorlar.

Mısır’daki bu trajik olaylar, ülkenin tarihi mirasının korunması ve toplumun bilinçlendirilmesi gerekliliğini bir kez daha ortaya koyuyor.