Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırıyoruz. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz. Veri politikamız ile ilgili aklınıza takılan tüm soruları iletişim formu üzerinden bizlere sorabilirsiniz.
Gündemi yakala, kullanıcıların ve yazarların haberlerini takip et!
Son Dakika
Yemek Tarifleri
Diğer
Gazeteler
Bölgelere Göre
İnteraktif
Bağlantılar
Siyasiler
Bizi Takip Edin
Yayın: 17.10.2024 - 10:51
Güncelleme: 17.10.2024 - 04:34
1160 kez okundu
Günümüzde yaygın bir sağlık sorunu olarak karaciğer yağlanması, dünya genelinde hızla artan kronik karaciğer hastalıkları arasında önemli bir yer tutuyor. Gastroenteroloji Uzmanı Doç. Dr. Bilal Toka, birçok kişinin bu durumu fark etmeden yaşadığını ve zamanında müdahale edilmediğinde karaciğer sirozu veya kanseri gibi ciddi hastalıkların gelişebileceğini belirtiyor. Türkiye’de her üç kişiden birinin karaciğer yağlanmasından etkilendiği tahmin edilmektedir.
Uzmanlar, gelecekte siroz ve karaciğer naklinin en büyük nedeninin karaciğer yağlanması olacağını öngörüyor. Doç. Dr. Bilal Toka, karaciğer yağlanmasının karaciğer hücrelerinde aşırı yağ birikimi sonucu ortaya çıktığını vurguluyor. Bu birikim, zamanla karaciğerin yapısını bozarak ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir.
Karaciğer yağlanması, alkol tüketiminin yanı sıra alkol dışı nedenlerden de kaynaklanabiliyor. Doç. Dr. Toka, alkol dışı karaciğer yağlanmasının (Non-Alcoholic Fatty Liver Disease – NAFLD) giderek daha yaygın hale geldiğini, kilo fazlalığı, diyabet ve yüksek kolesterol gibi sağlık sorunlarıyla sıkı bir ilişki içinde olduğunu ifade ediyor. Türkiye’de artan hareketsiz yaşam tarzı ve yüksek kalorili beslenme alışkanlıkları, bu hastalığın önemini artırmaktadır.
Karaciğer yağlanması genellikle sessiz ve sinsi bir şekilde ilerler. Doç. Dr. Toka, “Hastalık başlangıçta belirgin bir şikayet oluşturmaz; çoğu zaman sağlık kontrolü sırasında yapılan kan testleri veya karın ultrasonu ile tesadüfen tespit edilir.” diyor.
Hastalık ilerledikçe karın dolgunluğu, yorgunluk ve hafif karın ağrısı gibi belirtiler ortaya çıkabilir. Ancak bu belirtiler genellikle göz ardı edilebilir ve hastaneye başvurma gereği hissetmeyebiliriz. Erken tedavi edilmezse karaciğer yağlanması, siroz ve karaciğer yetmezliği gibi daha ciddi sorunlara neden olabilir.
Karaciğer yağlanması açısından yüksek risk taşıyan bireylerin başında obezite, diyabet ve yüksek kolesterol gibi faktörler geliyor. Doç. Dr. Toka, “Yaşam tarzı değişiklikleri; diyet, kilo verme ve egzersiz ile hastalığın ilerlemesini durdurabilir hatta geriletebilir.” diyerek önemine dikkat çekiyor.
Karaciğer yağlanması, erken tanı ve tedavi gerektiren kritik bir sağlık sorunudur. Tedavi sürecinde kilo kontrolü, diyabet ve yüksek kolesterolün yönetimi büyük önem taşır. Yüksek lif içeren bir diyet ve düzenli egzersiz, karaciğer yağlanmasından korunmada etkili yöntemlerdir. Bu nedenle, risk faktörlerini taşıyan kişilerin düzenli sağlık kontrolleri yapması son derece önemlidir.
Yorumunuz minimum 10 karakter olmalıdır. (0)
Ziyaretçi olarak yorum yapıyorsun, dilersen Giriş Yap
Henüz bildirimin bulunmuyor.