Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırıyoruz. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz. Veri politikamız ile ilgili aklınıza takılan tüm soruları iletişim formu üzerinden bizlere sorabilirsiniz.
Gündemi yakala, kullanıcıların ve yazarların haberlerini takip et!
Ekonomi
Portallar
Eğitim
Bizi Takip Edin
Yayın: 17.12.2023 - 18:18
Güncelleme: 18.12.2023 - 01:15
62 kez okundu
Özersay, temsilcinin görev yönergesinin önemli olduğunu belirterek, Kıbrıs Türk tarafının temsilcinin atanması konusundaki onayını verirken, temsilcinin görevinin ne olacağını önceden netleştirmesi ve buna göre onay vermesi gerektiğini ifade etti.
BM temsilcisinden beklenen misyonun, iki taraf arasında çözüm konusunda ortak bir zemin olup olmadığını belirleme, ortak bir zemin oluşturma çabalarına odaklanma ve kapsamlı bir çözüm bulunana kadar taraflar arasında işbirliği yapma şeklinde olması gerektiğini savunan Özersay, bu yaklaşımın en doğrusu olduğuna inandığını vurguladı.
Özersay, tarafların mevcut pozisyonlarının “iki devletli çözüm” ve “federasyon” talepleri arasında bir ortak zemin bulunmadığını ifade ederek, BM temsilcisinin, taraflardan birinin diğerine yaklaşması için nasıl bir açılım yapmayı düşündüğünü sorgulayacağını belirtti. Ayrıca, her iki tarafın ideal çözümünün dışında bir orta yolun olup olmadığını da araştıracağını ifade etti.
Özersay, geçmişte benzer bir görevle atanmış olan Lute’un Kıbrıs’ta temaslar yaptığını ancak durum tespiti yapmakla yetindiğini hatırlatarak, yeni temsilcinin ortak zemin arayışında ve taraflar arasında çözüme yönelik işbirliği olasılıklarını değerlendirmesi gerektiğini vurguladı.
Açıklamasında, Kıbrıs Rum tarafının “iki devletli çözüm” müzakerelerine başlamak için rıza göstermesi, federal zeminde müzakerelerin başlaması için ise Kıbrıs Türk tarafı ve Türkiye’nin onayının gerektiğini belirten Özersay, bu aşamada bu iki olasılığı çok gerçekçi görmediğini, ancak tarafların kendi ideal çözümleri konusunda diğer tarafın rızasını almak için bir şey vermeye hazır olup olmadığının asıl soru olduğunu ifade etti.
Özersay, tarafların şu anki pozisyonlarının değişebileceği bir açılım olması durumunda, “daha farklı bir ortaklık modeli” zemininde müzakerelerin de başlayabileceğini belirtirken, geçmiş tecrübelerin çözüm konusundaki “yapıcı muğlaklığın” son derece yıkıcı olabileceği uyarısında bulundu.
Son olarak, Özersay, yıllardır çözümün nihai şeklini konuşmak yerine, kademeli olarak çözüme yönelik işbirliği yapmanın daha doğru bir yaklaşım olduğunu savunarak, elektrik, doğal gaz, yasa dışı göç, limanlar, doğrudan ticaret, hava sahası gibi konularda çözümü beklemeden işbirliği yapılması gerektiğini ifade etti.
Yorumunuz minimum 10 karakter olmalıdır. (0)
Ziyaretçi olarak yorum yapıyorsun, dilersen Giriş Yap
Henüz bildirimin bulunmuyor.