Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırıyoruz. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz. Veri politikamız ile ilgili aklınıza takılan tüm soruları iletişim formu üzerinden bizlere sorabilirsiniz.
Gündemi yakala, kullanıcıların ve yazarların haberlerini takip et!
Son Dakika
Yemek Tarifleri
Diğer
Gazeteler
Bölgelere Göre
İnteraktif
Bağlantılar
Siyasiler
Bizi Takip Edin
Yayın: 09.05.2024 - 10:13
Güncelleme: 09.05.2024 - 13:53
224 kez okundu
Araştırmacılar, Yengeç Takımyıldızı’nda yer alan Güneş benzeri bir yıldız olan “55 Cancri”nin yörüngesindeki 5 gezegenden biri olan “55 Cancri e”yi inceledi. Bu gezegenin yüzeyinin Dünya’dan yaklaşık iki kat büyük olduğu ve Güneş Sistemi’ndeki kayalık gezegenlere benzer bir yapıya sahip olduğu belirlendi.
Ancak, gezegenin merkezindeki yıldıza olan yakınlığı nedeniyle yüzeyinin muhtemelen erimiş magmadan oluştuğu tahmin ediliyor. Bu durum, gezegenin bir yüzünün sürekli olarak yıldıza baktığı ve diğer yüzünde ise sürekli gece yaşandığı anlamına geliyor.
Araştırmacılar, Spitzer Uzay Teleskobu’ndan elde edilen verilere dayanarak, gezegenin oksijen, nitrojen ve karbondioksit gibi bir atmosfere sahip olduğunu düşünüyor. Ayrıca, silikon, demir, alüminyum ve kalsiyum gibi elementler açısından zengin bir kaya örtüsünün bulunabileceği üzerinde duruluyor.
Yapılan gözlemler, gezegenin yüzeyinin nispeten soğuk olduğunu ve atmosferin varlığı durumunda bile sıcaklığın 2.200 santigrat dereceyi bulması gerektiğini gösteriyor. Ancak, elde edilen veriler, beklenenden daha düşük bir sıcaklık olduğunu gösteriyor ve bu durumun gezegendeki muhtemel atmosferin varlığına işaret ediyor.
Araştırmacılar, gezegeni çevreleyen gazların, gezegenin ilk atmosferinin yok olmasından sonra oluştuğunu ve magma okyanusu tarafından sürekli olarak yenilendiğini düşünüyor. Bu atmosferin, karbonmonoksit veya karbondioksit gibi maddeler içerdiği tahmin ediliyor.
“55 Cancri e”nin incelenmesinin, Dünya, Venüs ve Mars gibi gezegenlerin erken dönem koşulları hakkında bilgi sağlayabileceği düşünülüyor. Bu keşif, gelecekteki uzay araştırmaları için önemli bir adım olabilir.
Araştırma sonuçları “Nature” dergisinde yayımlandı.
Yorumunuz minimum 10 karakter olmalıdır. (0)
Ziyaretçi olarak yorum yapıyorsun, dilersen Giriş Yap
Henüz bildirimin bulunmuyor.