Cumhurbaşkanı Tatar, Holguin ile görüşmesi sonrası açıklamalarda bulundu

Tatar, yaklaşık bir saat süren görüşme hakkında basına bilgi verirken, görüşmenin odak noktasının Holguin’in görev yetkileri ve Kıbrıs Türk tarafının sahip olduğu yetkilerin önemli olduğunu belirtti.

Tatar: “Egemenliğimiz kabul edilmeden Kıbrıs konusunda görüşme yapmayacağız”

Haberi Görüntüle

Holguin’in, Genel Sekreter tarafından belirlenen 6 aylık süre içinde iki taraf arasında yeni bir resmi süreç başlatma potansiyeli hakkında araştırma yapmakla görevlendirildiğini hatırlatan Tatar, bu süreçte liderleri buluşturma veya diyalog oluşturma baskılarına karşı çıkacaklarını vurguladı.

Kıbrıs Türk tarafının Cenevre’deki yeni politikasının devam ettiğini ve Türkiye’nin bu politikaya tam destek verdiğini vurgulayan Tatar, Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ile yaptıkları görüşmede, Kıbrıs Türk halkının haklarının kabul edilmesi gerektiğini ve müzakerelere ancak bu şartlar altında başlanabileceğini dile getirdiklerini söyledi.

Tatar, Holguin’e, Kıbrıs Türk tarafının egemen eşitlik ve uluslararası statüsünün teyit edilmesi gerektiğini ifade ettiğini belirtti.

Cumhurbaşkanı Tatar, Holguin’in görev süresinin yaklaşık bir ay sonra sona ereceğine dikkat çekerek, ortak bir zemin bulunamadığı takdirde yeni bir görüşme sürecinin anlamsız olacağını ifade etti.

Holguin’in raporunda Kıbrıs meselesinin tüm yönlerini doğru bir şekilde yansıtması gerektiğini dile getiren Tatar, adaletli bir raporun tüm tarafların çıkarına olacağını vurguladı.

Cumhurbaşkanı Tatar, Kıbrıs meselesinin çözümü için BM’nin tecrübesini ve baskı yapmama politikasını önemsediğini ve çözümün ancak taraflar arasında serbestçe müzakere edilerek ve karşılıklı olarak kabul edilerek olabileceğini belirtti.

Tatar, Kıbrıs Türk tarafının siyasi duruşunu ve kararlılığını vurgulayarak, Kıbrıs meselesinin çözümünde Türkiye’nin desteğinin önemine değindi.

Son olarak, Holguin’e yaptığı çalışmalardan dolayı teşekkür eden Tatar, raporunda Kıbrıs meselesinin tüm gerçeklerini doğru bir şekilde yansıtmasını ve Kıbrıs Türk halkının yaşadığı haksızlıkları dile getirmesini temenni etti.