Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırıyoruz. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz. Veri politikamız ile ilgili aklınıza takılan tüm soruları iletişim formu üzerinden bizlere sorabilirsiniz.
Gündemi yakala, kullanıcıların ve yazarların haberlerini takip et!
Son Dakika
Yemek Tarifleri
Diğer
Gazeteler
Bölgelere Göre
İnteraktif
Bağlantılar
Siyasiler
Bizi Takip Edin
Yayın: 20.05.2024 - 01:34
Güncelleme: 20.05.2024 - 01:34
478 kez okundu
Geçtiğimiz pazar, iklim değişikliğiyle mücadelede devrim niteliğinde bir adım atıldı. İzlanda’da faaliyete geçen ve “Mammoth” (Mamut) adı verilen dünyanın en büyük karbondioksit yakalama tesisi, yılda 36 bin ton karbondioksiti atmosferden temizlemeye başladı. Climeworks tarafından geliştirilen bu tesis, iklim değişikliğine karşı umut veren bir çözüm olarak dikkat çekiyor.
Ayrıca göz atın:
Mammoth, Climeworks’ün daha önceki modeli Orca’nın on katı büyüklüğünde ve yılda 36 bin ton karbondioksiti atmosferden temizleyebilecek kapasiteye sahip. İzlanda’nın yenilenebilir jeotermal enerjisinden güç alarak çalışan bu tesis, karbon dioksiti havadan emiyor ve yer altına enjekte ederek burada mineralize olmasını sağlıyor. Bu süreç, karbonun kalıcı olarak atmosferden uzaklaştırılmasını ve yer kabuğunda güvenli bir şekilde saklanmasını mümkün hale getiriyor.
Mammoth tesisinin en önemli özelliklerinden biri, karbondioksit yakalama maliyetlerini büyük ölçüde düşürme potansiyeline sahip olması. Şu anda, her ton karbondioksit için yaklaşık 1.000 dolar gibi yüksek bir maliyet gerektiriyor. Ancak Climeworks, maliyetleri 2050 yılına kadar ton başına 100 dolara kadar indirebileceklerini belirtiyor. Bu maliyet düşüşü, karbondioksit yakalama teknolojisinin ekonomik olarak uygulanabilir hale gelmesi için kritik öneme sahip.
Bu teknolojinin çevresel etkisi ve sürdürülebilirliği konusunda tartışmalar devam ediyor. Bazı çevre uzmanları, doğrudan hava yakalamasının (DAC), iklim değişikliğiyle mücadelede gerekli diğer çabaları gölgede bırakabileceğinden endişe ediyor. Özellikle, büyük petrol şirketlerinin bu teknolojiyi fosil yakıt üretimini sürdürmek için bir kılıf olarak kullanabileceği kaygıları mevcut.
Bu projenin geniş çapta benimsenmesi durumunda, karbondioksit negatif teknolojileri ve düşük karbonlu çimento üretimi gibi diğer sürdürülebilir çözümlerin gelişimi hızlandırılabilir. Ayrıca, Avrupa’nın iklim nötr, enerji otonomisi ve endüstriyel rekabetçilik hedeflerine ulaşmasına da katkıda bulunabilir.
Yorumunuz minimum 10 karakter olmalıdır. (0)
Ziyaretçi olarak yorum yapıyorsun, dilersen Giriş Yap
Henüz bildirimin bulunmuyor.