CTP Sarayönü’nden “Bu Yol Birlikte Yürünecek” dedi

Kuğulu Park’tan başlayıp Sarayönü’nde tamamlanan bu etkinlik, Kıbrıs Türk siyasetinin önemli figürlerini bir araya getirerek, ülkenin geleceği konusundaki endişeleri dile getirdi.

LTB CTP Belediye Meclis üyeleri: “Hatadan dönüldü; LTB’de konutların belediye hizmet resmi oranlarının düşürüldü…”

Haberi Görüntüle

Yürüyüşün öne çıkan ismi CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman, coşkulu kalabalığa hitap ederken, bu etkinliğin sadece bir parti veya kişisel mesele olmadığını vurguladı. Erhürman, “Bu ne CTP ne de CTP’li meselesidir. Bu mesele, memleket meselesidir, Kıbrıs Türk halkının varoluş meselesidir” dedi. CTP lideri, birlik ve dayanışma içinde hareket edilmesi gerektiğini vurgulayarak, Kıbrıs Türk toplumunun geleceği için bir arada olmanın önemine dikkat çekti.

Bu anlamlı etkinliğe sivil toplum örgütleri de büyük destek verdi. Birleşik Kıbrıs Partisi Genel Başkanı İzzet İzcan, Dr. Küçük Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Mehmet Küçük ve DP’nin eski Genel Başkanı Serdar Denktaş da yürüyüşe katılarak birlik mesajına destek verdiler. Bu çeşitli siyasi ve toplumsal kesimlerin bir araya gelmesi, Kıbrıs Türk halkının karşılaştığı zorluklar karşısında birlikte hareket etme isteğini açıkça ortaya koydu.

Tufan Erhürman, Sarayönü’nde toplanan katılımcılara duygusal bir konuşma yaparak, Kıbrıs Türk halkının bir arada olma sebebini vurguladı. Erhürman, farklı fikirlerden gelmiş olabilecekleri, farklı siyasi eğilimlere sahip olabilecekleri bir topluluğun bir araya geldiği bir etkinlikte, tüm katılımcıların ortak bir inanca sahip olduğunu ifade etti: bu ülkeyi sevgiyle kucaklamak.

Çocukların geleceğinin tehlikede olduğuna dikkat çeken Erhürman, bu nedenle sokakta olduklarını ve bu meseleye duydukları derin endişeyi dile getirdi. Kendi çocuklarının yanı sıra Filistin’de yaşanan trajedide hayatını kaybeden masum çocuklar için de burada olduklarını belirterek, insancıl bir bakış açısının ve dayanışmanın önemini vurguladı.

Tufan Erhürman, dünyanın mevcut durumunun adil olmadığına, barışın teşvik edilmediğine ve savaşın teşvik edildiğine dikkat çekerek, insanlığın barbarlık karşısında geriye gittiğini vurguladı. Bu bağlamda, dünyanın dört bir yanında ve Kıbrıs’ta da insan haklarına uygun bir yaşam, adalet, eşitlik ve barış içinde bir arada yaşama arzusu dile getirdi.

Erhürman, “Çok şey talep etmiyoruz, sadece çocuklarımızın güzel bir geleceğe sahip olmasını istiyoruz” dedi. 1878 yılından bu yana bu topraklarda varoluş mücadelesi veren Kıbrıs Türk halkının yaşadığı zorluklara değinerek, bu zorlukların hak edilmediğini ve onlara dayatıldığını ifade etti. Erhürman, bu zorluklara neden olan zihniyeti reddettiklerini ve yok saydıklarını dile getirdi.

Ayrıca, çocukların göçten söz ettiğini, insanların çocuklarına güzel bir gelecek kuramadığını ve fiyatların alım gücüne uygun şekilde ayarlanamadığı bir ortamda ülkenin yöneticilerinin eksik irade gösterdiğini, hiçbir sorunu ciddi bir şekilde ele almadığını eleştirdi. Hükümeti “koltuk kapmaca” oynamakla suçladı. Bu sözler, Kıbrıs’ta yaşanan ekonomik ve sosyal sorunlara dikkat çekerek, toplumun daha iyi bir gelecek ve daha adil bir yaşam isteğini yansıttı.

Sarayönü Meydanı’nın Kıbrıs Türk tarihinde önemli bir yere sahip olduğunu vurgulayan Tufan Erhürman, hiç kimsenin Kıbrıs Türk halkını bu meydana ve bu düşünce tarzına mahkum edemeyeceğini açıkça ifade etti. Erhürman, “Hiç kimse bu halkı yok edemez, hatta böyle bir cüreti dahi gösteremez. Biz buradayız, buradaydık ve burada olmaya devam edeceğiz” dedi.

Erhürman, bu eylemin uzun bir sessizliğin ardından gelen bir başlangıç olduğunu belirtti. “Hazırlıklı olsunlar, bundan sonrası gelecek” diyerek sözlerine devam etti. Bizi yok sayanlar, bizi yok etmeye çalışan bu yönetimsel zihniyetin, bu yolu birlikte yürüyeceğimizi ve bu yolun sonunda bu zihniyetin gitmesi gerektiğini anlaması gerektiğini ifade etti. Birlikte geleceklerini ve bu ülkeyi güzel günler için hep birlikte yöneteceklerini vurgulayarak, bu mesele sadece CTP’nin veya CTP’li bireylerin meselesi olmadığını, aksine bu meseleyi memleket meselesi olarak gördüklerini ve Kıbrıs Türk halkının varoluş mücadelesi olduğunu belirtti.