Telegram kurucusu Pavel Durov: Lüks hayatı tercih etmiyorum

Son dönemde milyonlarca kullanıcının tercih ettiği iletişim uygulaması Telegram uygulamasının kurucusu Pavel Durov, yaptığı açıklamalarda milyonlarca dolarlık varlığı bulunduğunu, ancak lüks yaşamı tercih etmediğini ve bir evi olmadığını belirtti. Durov’un ifadelerine göre, Bitcoin gibi kripto paralarda büyük yatırımları mevcut.

Çinli şirketler Bitcoin spot ETF’leri için adımlarını attı

Haberi Görüntüle

“Son 10 yıldır ciddi şekilde para kazandım ve hem banka hesabımda hem de Bitcoin olarak yüz milyonlarca dolarım var ancak ne özel uçağım, yatım ne de kendi sahibi olduğum evim var. Zenginlerin yaşadığı o hayat bana göre değil. Sevmiyorum ve gereksiz buluyorum. Ben Telegram ve onun için yaptıklarımıza odaklanıyorum. Evet, bir evim de yok. Neden mi? Çünkü ben özgürlüğüme düşkün biriyim. Bir evim olursa, oraya bağımlı olurum. Herkes olur. Tabii ki bunlar benim kişisel fikirlerim. Olan insanlara da saygı duyuyorum. Bir özel uçağım olsa, yatım olsa, onlarla vakit geçireceğim. Bu da benim enerjimden ve zamanımdan taviz vermeme neden olacak. Ben Telegram’a odaklanıp, insanların özgürlüklerine katkıda bulunmak istiyorum. Artık devletler iyice merkezileşti. İnsanların özgürlüklerine karşı daha taviz vermez bir tavır takınıyorlar. Bunun önüne geçilmeli diye düşünüyorum”

Durov’un röportaj verdiği Amerikalı gazeteci Tucker Carlson’a göre, merkezileşmenin arttığı bir dönemde yaşadığımızı belirtti ve iletişim sistemlerinin de zamanla geliştirileceğini vurguladı. Durov, “Zenginlerin yaşadığı o hayat bana göre değil. Sevmiyorum ve gereksiz buluyorum. Ben Telegram ve onun için yaptıklarımıza odaklanıyorum.” diyerek lüks yaşamı tercih etmeyişiyle dikkat çekti. Durov’un ifadelerine göre, Telegram’da bile bir insan kaynakları birimi bulunmuyor ve işe alım süreçleri merkeziyetsiz bir platform üzerinden yürütülüyor.

Durov Twitter’ın eski CEO’su Jack Dorsey ile yaptığı görüşmelerden de bahsetti. Dorsey’in, işe alımların merkeziyetçi olmaması gerektiği yönündeki fikrini paylaştığını ancak bunu uygulayamadığını belirtti. Durov, bu sistemin daha etkili olduğunu düşündüğünü ifade etti.

Durov’un, merkeziyetçi olmayan bir çalışma düzeni benimsemesi ve lüks yaşamı tercih etmemesi, onun özgürlüğe düşkün biri olduğunu gösteriyor. Bu yaklaşımıyla Durov, sadece maddi varlıklara odaklanmaktan ziyade özgürlük ve yenilikçi çalışma düzeni gibi daha derin kavramlara değer verdiğini ortaya koyuyor.

Durov’un ifadeleri, teknoloji sektöründeki merkeziyetçi yapıya meydan okuyan bir duruş sergilemekte. Onun öncülüğünde gelişen Telegram gibi platformlar, merkeziyetçi olmayan yapılarıyla kullanıcıların daha özgür bir iletişim deneyimi yaşamasına imkan tanıyor.